Hatırlanacağı üzere 2024 Yerel Seçimlerinin kesinleşen sonuçlarına göre Van’daki seçimleri 254.573 oy alan DEM Partili Abdullah Zeydan kazandı. Fakat Adalet Bakanlığı’nın Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı itiraz neticesinde Zeydan’ın memnu hakları iptal edilerek, mazbatanın 23.779 oy alan AKP’li Abduahat Arvas’a verileceği açıklandı.
Mazbatanın Zeydan yerine Arvas’a verileceği ayyuka çıkar çıkmaz önce Van’da sonrasında da ülkenin diğer yerlerinde DEM Partililerin provokasyonları başladı. Olay, başından beri pek çok kişinin aklında soru işareti uyandırırken DEM Parti, Zeydan’ın memnu haklarının iptali hakkında alınan kararın iptali için Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvuruda bulundu. Ülke genelinde yaşanan olaylar ve artan gerginlik ortamı, YSK’nın mazbatanın Zeydan’a verileceğine hükmetmesiyle duruldu.
PKK’yı alenen övdüğü sosyal medya paylaşımları ve video kayıtları hala dolaşımda bulunan Zeydan’ın başrolde bulunduğu mazbata krizinin altında yatanları Fatih Altaylı, Youtube kanalından yayınladığı bir videoda ifşa etti.
“MUHTEMELEN KAYYUM ATANIR”
Saçma sapan bir kararla kazanmış adayın mazbatasının verilmesi engellendi. Ben de bunun Türkiye aleyhine çalışan birileri olmalı, bu Türkiye’yi karıştırmak için yapılır. Çünkü huzur içerisine geçmiş bir seçim: patırtı yok, gürültü Yok. birkaç muhtarlık adayı dışında kavga, dövüş, ölüm, Silah milah, falan filan yok; iyi bir seçim dönemi. “Bunun arkasında iyi niyet aramıyorum” dedim ben. Allah tarafından Yüksek Seçim Kurulu bu garabeti ortadan kaldıran bir karar aldı ve dedi ki “Hayır adaylığı geçerlidir; seçimi de kazanmıştır, mazbatası kendisine verilmelidir” dedi. Sonraki olacak olanları hep beraber izleyeceğiz: görevden alınır mı, kayyum atanır mı, ne yapılır onları izleyeceğiz… Muhtemelen atanacaktır.
“HER YERDE HALA GRUP GRUP FETÖCÜ, KRİPTO FETÖCÜ VAR”
Şimdi Bize gelen bilgilere göre bu kararı alan mahkeme ile ilgili, yani bu ortalığı karıştıran, parmağı atan mahkemeyle ilgili bir araştırma başlatılmış. Son derece de doğrudur bu araştırmanın başlatılmış olması. Şu açıdan doğrudur: fetö parmağı aranıyor. Yani çünkü biliyoruz ki hala bürokraside, hatta şöyle söyleyeyim Beştepede bile muhtemelen hala fetöcüler var. Yargıda hala ortaya çıkarılıyor. İçişleri Bakanlığı’nda, Emniyet’te… Her yerde hala grup grup fetöcü, kripto fetöcü, öyle böyle bir takım Fethullah uzantıları ortaya çıkartılıyor. Açıkçası benim kanaatim bunların bazıları zaten biliniyor da biline biline göz yumulanlar da var diye düşünüyorum. Yani “ya bunlar artık bize biat ettiler” dediler. Oysa fetöcülerin hiçbir kimseye biat etmeyeceği ve fetöcülüğü de sonuna kadar sürdüreklerini de yine bu iktidarın bilmesi lazım.
“AYNI İŞ BİRLİĞİ DEVAM EDİYOR OLABİLİR”
Bugün fetö itirafçısı gibi görünen, hükümete yakın duran ve geçmişte fetönün sözcülüğüne soyunan bir takım garip tiplerin -diyeyim işte Hüseyin Gülerce falan filan gibi tiplerin- fetöcülükten vazgeçmesi hiç mümkün değildir. Bunlar bugün fetöcüyse yarın da fetöcüdür. Arada fetöcü değilmiş gibi yaptıkları bir dönem olabilir. Bunların içerisinde yine en -ne diyeyim- delikanlıları yurt dışına kaçıp hala fetöcü olduğunu bas bas bağıranlardır. Öbürleri ise fetöcüleri saklarlar ama günü geldiğinde yine fetöcü olurlar. Şimdi mahkemeyle ilgili de böyle bir karar böyle bir araştırma yapılıyormuş. Yani “bunlar acaba fethullah gülen cemaati örgütü bağlantılı birileri mi, bu kararı Türkiye’de bir şey yaratmak için almış olabilirler mi?” diye… Niye? Çünkü hatırlayacaksınız bir ara İstanbul’da ne kadar fetöcü Emniyet Müdürü var ise eğer, fetö ile iktidarın el ele olduğu, yakın olduğu dönemde, kendilerini doğu ve güneydoğudaki kritik illere atatmışlar ve burada açılım süreci ve sonrasında örgütün yani pkk’nın güçlenmesine destek olacak birtakım olaylara göz yummuşlardı. O yüzden bugün de aynı iş birliğinin devam ediyor ya da aynı bozgunculuğun devam ediyor olabileceği yolunda bir araştırma yapıyormuş. Doğru ve haklı bir araştırmadır ama korkum odur ki araştırma yapanlar da fetöcü olmasın.