Ellerinde pankart ve dövizler ile doğamıza sahip çıkıyoruz sloganları atarak yürüyen Sütlüce köylülerine çok sayıda çevreci siyasi parti STK ve yüzlerce vatandaş destek verdi. Köylüler Katı atık tesisinin Sütlüce köyünde ve bölgede bulunan 10 köyde yaşamı ve doğayı yok edeceğini canlarını ortaya koyarak tesisin yapılmasını engelleyeceklerini belirtti.
Bölge halkı İliç’te yaşanan maden faciasına dikkat çekerek yaşadıkları bölgenin geri dönüşü olmayan zarara uğratılacağını dile getirdi. Köylüler Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’na çağrı yaparak tesisi iptal etmesini istediler.
Köy muhtarı İmam Çelik, “Tesis yapılırsa orada sadece biz ölmeyeceğiz. Sizler de öleceksiniz. Onun için herkes elini vicdanına koysun, duyarlı olsun. Orada inanç yerlerimiz var. Orada köylerimiz var. Tarım arazilerimiz var. Bunları yok olmaması için biz bunu yapıyoruz” dedi.
Tunceli Belediyesi öncülüğünde 6 ilçenin belediye başkanlığı tarafından Avrupa Birliği’nin de fon desteğiyle, merkeze bağlı Sütlüce köyü yakınlarında, 18 hektarlık alana yapımı düşünülen ‘Entegre Katı Atık Bertaraf Tesisi’ projesine karşı protestolar sürüyor. Projenin yapılmasıyla 9 köy 32 mezranın olumsuz yönde etkileneceğini, bölgede 55 bin ağacın kesileceğini, doğanın tahrip edileceğini, kutsal gördükleri inanç yerlerinin çöp altında kalacağını, geçim kaynakları olan tarımsal ve hayvansal faaliyetlerin son bulacağını belirten ve 2 yıldır aralıklarla eylem yapan köylüler, bölgeye yüklenici firmanın geleceğini öğrenince yolu araç ve taşlarla kapatarak nöbet başlatmıştı.
Köylüler adına açıklama yapan Avukat Özgür Ulaş Kaplan, projenin yapılmasıyla doğanın tahrip olacağını belirterek, “Bilindiği üzere burada Sütlüce köyü sınırları içerisinde yapılması düşünülen bir katı atık çöp tesisi projesi var. Bu projenin özellikle yapılacağı alana ilişkin yöre halkı uzunca bir süredir itirazlarda bulunuyor yapılacağı alanda elli beş bin ağaç kesilecek. Mahkeme bilirkişi raporlarıyla tespit edilen rakam elli dört bin dokuz yüz ağacın orada kesileceği, tamamen tıraşlanacağı ve çıplak bir araziye dönüştürüleceği yönünde raporlar tanzim edilmiştir. Bizler uzunca bir süredir yöre halkıyla ve çevreci dostlarımızla bir mücadele yürütüyoruz. Ama ne yazık ki bu mücadeleye Dersim’deki sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, kurum ve kuruluşlar destek olmadılar. Bizleri yalnız bıraktılar. Bu mücadele sadece oradaki yöre halkının, köylülerin, üç beş sorunu değil. Bunu defalarca dile getirdik” dedi.