Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Teknopark firmalarımıza sağladığımız vergi muafiyetleri 184 milyar liraya ulaştı.” dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Maslak Yerleşkesinde düzenlenen “Yıldız Teknopark Maslak Yerleşkesi Açılış Törenine” Bakan Mehmet Fatih Kacır, İstanbul Valisi Davut Gül, AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz ve çok sayıda davetli katıldı.
Bakan Kacır, burada yaptığı konuşmada, AR-GE ve tasarım merkezleriyle, yenilikçi projeler yürüten firmalara vergi indirimi, sigorta primi destekleri, gelir vergisi stopajı ve damga vergisi istisnası sunduklarını söyledi.
Teknoparklardaki girişimleri, mentörlük, finansman, kuluçka ve hızlandırma programları gibi ölçeklenmeyi destekleyecek mekanizmalarla buluşturduklarını kaydeden Kacır, “Üniversitelerimizin bilgi ve araştırma potansiyelini AR-GE ve inovasyon odaklı kalkınma için harekete geçiriyoruz.” diye konuştu.
Kacır, “Sunduğumuz vergisel avantajlarla, teknoparkların altyapıları, idare binaları ve kuluçka merkezleri için sağladığımız desteklerle teknoloji girişimciliğinin önünü açıyoruz. Teknopark firmalarımıza sağladığımız vergi muafiyetleri 184 milyar liraya ulaştı.” dedi.
Kacır, 21 yıl önce sayısı sadece 2 tane olan teknoparkların sayısının 101’e, buralarda faaliyet gösteren, AR-GE ve inovasyon çalışmaları yürüten şirket sayısının ise 10 bin 178’e yükseldiğinin altını çizdi.
Teknopark firmalarının 90 binden fazla AR-GE personeli istihdam ettiğini belirten Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Firmalarımızın yaptığı ihracat ise 10 milyar dolara erişti. Bugün Türkiye savunma sanayiinde ve mobilitede sektörlerinde paradigma değişimlerini yakalayarak bir atılım gerçekleştirdiyse robotikten sağlığa, finans teknolojilerinden oyun sektörüne sayısız başarı hikayeleri oluşturduysa bunu teknoparklarımızda yeşermiş ve ölçeklenmiş girişimlerimize borçluyuz. Teknoloji ve girişimcilik ekosistemimizin geldiği nokta halen buzdağının görünen yüzü. Bu nedenle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, bu ülke için taş üstüne taş koyanların, alın ve akıl teri döken girişimcilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar kurduğumuz fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla kamu kaynaklarının girişimcilerimiz için çarpan etkisi oluşturmasını temin ettik. Teknoloji ve İnovasyon Fonu, Bölgesel Kalkınma Fonu, Bölgesel Girişim Sermayesi Fon Çağrıları ve Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile 152 milyon lirası 16 yatırım fonu aracılığıyla olmak üzere 182 girişime toplam 590 milyon lira yatırım yapılarak kaldıraç etkisi oluşturuldu.
Böylelikle bu girişimler toplam 23,1 milyar lira sermaye kaynağına erişti. TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci desteğimiz ile 2 bin 293 teknoloji girişimi kuruldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Tech-InvesTR programında 4,6 milyar liralık fonu harekete geçirdik. Bugüne kadar 80 girişim, bu fonlardan 1,7 milyar lira yatırım aldı. Girişimcilik ekosistemimizi küresel cazibe merkezi haline getirmeyi amaçlayan Turcorn 100 programını başlattık. 2030 yılına kadar ülkemizden çıkaracağımız 100 bin teknoloji girişimi içinden 100 girişimin milyar dolar değeri aşmasını sağlayacağız.
5G teknolojilerinden uçan akıllı mobilite sistemlerine, bataryadan çip teknolojilerine, güneş panellerinden rüzgar türbinlerine, biyoteknolojik
ilaçlardan yeni nesil uydu teknolojilerine, finans teknolojilerine birçok alanda büyük atılımlar gerçekleştireceğiz. Bu doğrultuda nitelikli insan kaynağımızın fikri sermayelerini en doğru şekilde ülkemizin geleceği için kullanmasını sağlayacak mevzuat düzenlemelerini de bir bir hayata geçiriyoruz.”
“İnsanlık şimdi yeni bir sanayi devrimine şahitlik ediyor
Kacır, “İş dünyasının ve finansın kalbi konumundaki Maslak’a kazandırılan 22 bin metrekare kapalı alana sahip bu yerleşkenin, yenilikçi iş fikirlerinin büyümesinde ve yeşermesinde, üniversite-özel sektör işbirliğinin güçlenmesinde önemli rol üstleneceğine inanıyorum.” diye konuştu.
Tarih boyunca, ulusların küresel rekabette öne çıkmasını sağlayan faktörlerin farklılık gösterdiğini belirten Kacır, tarihin erken dönemlerinden itibaren tarım ekonomisinin hakim olduğu bir dünyada yaşayan insanoğlunun, 18. yüzyılın başlarında buhar gücü ve makineleşmenin keşfiyle birlikte sanayi devrimlerine adım attığını belirtti.
Kacır, ilk 3 sanayi devriminde üretimi önce makine sonra teknolojiyle buluşturan ülkelerin küresel rekabette öne çıktığını, insanlığın şimdi ise yeni bir sanayi devrimine şahitlik ettiğini söyledi.
4. Sanayi Devrimi olarak adlandırılan bu çağda yapay zeka, büyük veri, nesnelerin interneti, siber-fiziksel sistemler ve otomasyon gibi yenilikçi teknolojilerin öncülüğünde insanlığın tarihin en hızlı ekonomik ve sosyal dönüşümünü yaşadığını dile getiren Kacır, şunları kaydetti:
“Dijital dönüşüm, yeni iş modelleri, çalışma biçimleri, davranış kalıplarının ortaya çıkmasına neden olarak toplumları yeniden şekillendiriyor ve hepimizin günlük yaşamlarında köklü değişiklikler getiriyor. Peki, ‘biz teknolojinin ve üretimin insanlığın geleceğini şekillendirdiği bir düzende nereden nereye geldik?’ Muhasebesini yaptığımızda şöyle bir tablo ile karşı karşıyayız. 100 yıl önce tam bağımsızlık mücadelesinin ardından kurulan Cumhuriyetimizin başlattığı üretim seferberliği, maalesef verimsizlik sorunları ve yanlış hamleler ile kesintiye uğradı. Yanlış ekonomi politikalarının neticesinde Türkiye, 70’lerde ağır sanayi hamlesini gerçekleştiremedi, 80’lerde dünyaya açılma dönemine güçlü bir sanayi altyapısıyla ile adım atamadı. Ticaretle elde ettiği büyüme ivmesini, kalıcı bir refah artışına maalesef dönüştüremedi. 90’larda ise bilgisayar ve internet devriminin dünya çapında ekonomik ve sosyal dönüşümler yarattığı bir dönemde, bu dalgayı da yakalayamadı.
Küresel rekabette geride kaldı. İşte böyle bir tablo ile adım attık yeni bin yıla. Ülkemizin tarihine ve talihine yeni bir istikamet vermek, milletimizin tarih sahnesinde yeniden hak ettiği seviyeye gelebilmesi için son 22 yılda bilim ve teknoloji altyapımızı güçlendiren program ve projeleri hayata geçirdik. Teknoloji ekosistemimizin paydaşlarını fikirden ürüne, üründen küresel pazarlara uçtan uca destekledik. Özel sektörün inovasyon odaklı büyümesini ve gelişmesini sağlayarak girişimcilik ruhunu ve yenilikçi düşünceyi teşvik ettik. Türkiye artık her geçen gün büyüyen AR-GE ve teknoloji ekosistemiyle, Dördüncü Sanayi Devrimi’nin getirdiği paradigma değişimlerini fırsata dönüştürüyor, Cumhuriyetimizin ikinci asrını ‘Türkiye Yüzyılı’ yapmayı mümkün kılacak asırlık projelere hep birlikte imza atıyoruz. Kritik teknolojilerde tam bağımsızlık anlayışıyla Milli Teknoloji Hamlesi’ni gerçekleştiriyor, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak sağladığımız desteklerle teknoloji ve inovasyon altyapımızı büyütüyor ve güçlendiriyoruz.”
“Teknoloji girişimlerine geçen yıl 755 milyon lira finansman sağladık”
Kacır, “AR-GE teşviklerinden yüksek düzeyde istifade eden AR-GE merkezleri ile teknopark firmalarının yararlandıkları vergisel destekleri girişim sermayesi yatırımlarına yönlendirdiklerini belirtti.
Yaptıkları düzenleme çerçevesinde teknoloji girişimlerine geçen yıl 755 milyon lira finansman sağladıklarını açıklayan Kacır, “Pandemi kuşkusuz çalışma pratiklerimizi değiştirdi. Uzaktan ve esnek çalışma hayatımızın bir parçası haline geldi. Bu doğrultuda teknoparklarımız bünyesindeki firmalarımızın uzaktan çalışmasına imkan vererek girişimlerimize rekabet avantajı kazandırdık, çalışanlarımıza önemli bir esneklik getirdik.” dedi.
Kuluçka merkezlerinin kurulmasına imkan sağlayarak girişimlerin pazara ve nitelikli insan kaynağına erişimini daha da kolaylaştırdıklarını kaydeden Kacır, “Tabii teknoparklarımız da teknoloji girişimlerimizin doğru konumlanmaları için önemli projelere imza atmaya devam ediyor.” açıklamasında bulundu.
Kacır, “700’den fazla AR-GE firması, 200’den fazla kuluçka firmasına ev sahipliği yapan Yıldız Teknopark, başta fintek ve oyun sektörleri olmak üzere global vizyonu olan ve ihracat yapabilen teknoloji girişimlerine ev sahipliği yapacak. Girişimcilik Avrupa’nın parlayan yıldızı İstanbul’umuzun ekosistem değerini daha da artıracak.” diye konuştu.
Günde 2 teknopark açılışı yaptıklarının altını çizen Kacır, Türkiye oyun girişimciliğinde son yıllarda gösterdiği başarılarla kuşkusuz küresel
bir marka olduğunu 750’den fazla oyun girişimiyle Türkiye’nin dünya oyun pazarında söz sahibi olduğunun altını çizdi.
Kacır, şunları kaydetti:
“Bunun yanında, bankacılık ve finans sektörümüzün dijital altyapısı birçok gelişmiş ülkenin ilerisinde artık. Fintek firmalarının getirdiği yeni iş modelleri hem finans ekosisteminde rekabeti hızlandırmakta hem de tüketicilerin alternatif finansman kaynaklarına erişimini sağlayarak büyümeyi tetiklemekte. Genç ve dinamik nüfusumuzla, bankacılık ve teknoloji sektörlerindeki yetkin insan kaynağımızla, Türkiye’nin yakın bir gelecekte finansal teknolojiler merkezi haline gelmesini hedefliyoruz. Ülkemizde halihazırda bu alanda faaliyet gösteren teknoloji girişimlerinin sayısı 750’ye erişti. 7. turcornumuz da bir fintek firması oldu. Önümüzdeki dönemde bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz bu yerleşkenin de katkılarıyla, ülkemiz girişimcilik ekosisteminin 2030 yılında 100 Turcorn ve 100 bin teknoloji girişimi hedefine kararlıkla yürüyeceğine inanıyorum.”
İstanbul Valisi Davut Gül ise “İstanbul genç bir şehir, üniversiteler şehri. Yaklaşık 3 milyon orta öğretimde olmak üzere, 1 milyonu üniversitelerde olmak üzere her yerde öğrencilerimiz var.” diye konuştu.
Üniversitelerde yetişecek öğrencileri daha hazırlıklı yetişmek için çalışmaları hızlandıracaklarını belirten Gül, “İstanbul’da ilk defa bütün okullarında TÜBİTAK’ın kitapları temin edildi.” dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz da “Yıldız Teknik Üniversitesi 113 yıllık bir üniversite. Ülkenin kalkınmasından dünyanın her yerinde görebileceğiniz 165 bin mezunumuzla gurur duyuyoruz.” açıklamasında bulundu.
Yıldız Teknik Üniversitesinde AR-GE kavramını değiştirdiklerini belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Biz AR-GE’yi demode bir kavram olarak görüyoruz. Onun yerine araştırma, inovasyon, teknoloji ve ticarileştirmeden bahsediyoruz. Teknoloji ve ticarileştirme yoksa AR-GE’den bahsetme şansımız yok.” diye konuştu.